Abidinpaşa

Bir gün Atatürk’le beraber Abidinpaşa’dan gelip Samanpazarı yoluyla Ulus’a geçiyorduk. O U zamanlar Samanpazarı’nda bulunan üç beş dükkândan birisi Ali Efendi isimli bir kitapçıya aitti. Kitapçı dükkanının kepenklerinde, nefis bir halı asılmış duruyordu. Harp yıllannın sonu oldu­ğundan hiçbir yerde, hele Ankara’da, böyle güzel bir şey görmek pek şaşırtıcı olduğu için bu halı Atatürk’ün de dikkatini çekti. Hemen arabayı durdurup indik. Beraberce dükkâna yürüdük. Kitapçı, Ata’yı görünce “Buyrun Paşam.” diyerek heyecanla bir emri olup olmadığını sordu. Paşa da bu halıyı çok güzel bulduklannı ifade ettiler ve ne için durduğunu sordular. Kitapçı, “Paşam, bu halı bir müşterimin. Paraya ihtiyacı olmuş, satılması için bana bıraktılar. Benimle bir ilgisi yok.” dedi.

Atatürk, böyle güzel bir halının çok kıymetli olduğunu, bunu halı sahibinin nereden almış olabi­leceğini öğrenmek istediler. Kitapçı ezile büzüle, “Paşam, emanet koyan, isminin söylenmemesini özellikle rica ettiler, müsaade ederseniz ismini söylemeyeyim.” dedi.

0 yorum: